Günümüzde toplumsal ve kurumsal bilincin artması ve sürdürülebilirliğin dünya genelinde en önemli ihtiyaçlardan biri olarak öne çıkması ile birlikte yeşil finans tüm ekonomilerin öncelikli gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. 2023 yılına kadar yaklaşık 2,4 trilyon dolara ulaşması beklenen yeşil finans sektörü, küresel ekonominin ihtiyaçları ile çevreyi korumanın bir arada sürdürülmesinin en etkin yollarından biri olarak görülüyor.
Bulunduğu bölgenin en önemli ekonomik merkezi konumunda olan Türkiye, yeşil finans atılımlarına da öncülük ediyor. Türkiye’de en son açıklanan Ekonomi Reform Paketi’nin ilk üç önceliğinden biri sanayide yeşil dönüşümü destekliyor. Türkiye, çevreye duyarlı yatırımların finansman imkanlarını çeşitlendirmek, uluslararası finans piyasalarında yoğun talep gören yeşil tahvil piyasasına dönük altyapıyı oluşturmak ve bu ihraçları da teşvik etmek için gerekli hazırlıkları tamamlamıştır.
Türkiye’de ilk olarak 2016’da Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) ihraç ettiği yeşil tahvillerin ardından yeşil tahvil piyasası farklı örneklerle çeşitlenmeyi sürdürmüştür. 2021’in ilk tahvil ihracı da TSKB tarafından sürdürülebilirlik temasıyla gerçekleştirilmiştir.
Sürdürülebilir projelerin geliştirilmesini teşvik eden ve karbon emisyonunu en aza indiren kredi, borç ve yatırım araçlarını içeren yeşil finans, Türkiye’nin kurucuları arasında yer aldığı Birleşmiş Milletler’in de Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynuyor.
İFM, Türkiye’nin ekonomik hedefleri ve değişen küresel ihtiyaçlar doğrultusunda, sürdürülebilir kalkınmaya odaklı birçok yerel ve uluslararası finans otoritesinin gündeminde yer alan yeşil finansın en büyük destekçisi olarak konumlanıyor.